Nasıl gidilir sorunusuna yanıtım.Eğer hafta sonu ise sakın sahilden gitmemeniz.En akıllıca olan metroyla Hacı Osmana gelip ordan oradan geçen kilyos otobüslerine binmek.Şeytan çok üflerse Kilyosa denize de gidebilirsiniz.
Kahvaltı ederken ki manzara |
Camellia cafe |
İlk durak Sarıyer.Sabah çıktığımız için hemen kahvaltı için Camellia cafeye oturduk.Denizin yanındaki masaları püfür püfür deniz havası almayı tercih ettim.Fazla doyurmadan manzaranın güzelliği karşısında iştahımız iyicene arttı.Güzel kahvaltı etmemize rağmen kendimize sarıyer börekçisinde buluyoruz.
Şunu söylemeliyim böreğin hası çam fıstığı ve kuş üzümünden oluyor.Sadece soğan rendesi yemiyorsunuz.Mekan limonatadan sınıfta kalıyor.Hazır kullanması eksi not alıyor.
Sarıyer böreği |
Sarıyer meydan |
Eski evlerin hikayeleri açık pencerlerden kaçıyormuşcasına cunbalı evler size yolda sanki izliyor. Aralarında yenilenmiş olanlar olsa da eskiler benim daha çok ilgimi çekiyor
Belirtmeliyim ki Sarıyer'den itibaren mayosu olan olmayan herkes denize girmeye başlıyor.Dalyan diye otobüs durağı var. Muğla Dalyana gidemeyenler için ikamesi sanırsam :D
Durağın arkasında denize girenler |
Bence Sarıyer ve Rumeli Kavağının bu kadar yesil olmasının nedeni askeri alanların geniş olması.Giderken birçok restorant sizleri bekliyor.Denizin hemen üstünde balık yemeniz mümkün.
Anadolu kavağı |
Rumeli kavağına yürüyererk gitme nedenimiz (20 dk yürüyüş sonunda) Telli Babayı ziyaret etmek.Pek bir bakımsız kalmış Adet yerini bulsun diye tele 3 lira verip inip dilek dileyip telimizi dolayıp bır kısmını olursa diye kendime sakladım.Dileğim olursa geri dönmek adettenmiş.
Telli Babanın üstünden geçen elektrik telleri havada sesler oluşturmasına neden oluyor.
Rumeli kavağı Telli baba Türbesi |
Orada gelin ve damat gözüme çarptı.Söylenenlere göre kadın evlenmeyi dilemiş olunca evlendiği gün tekrar ziyaret ediyordu.Aklıma hemen Kemal sunalın Filmi Geldi.Okuyunca Bahtı açılan kızın.Olmaz demeyin bir denemekte fayda var.
Yolda bir sürü meyve ağaçları var.Yetişmek mümkün değil.Sarp kenarlarda büyüdüğünden ulaşması çok zor.
Boğaz ve Anadolu kavağı |
Telli Baba'dan 20 dk bir yürüşün ardından kendimizi yeşilliğin ve midye dolmaların ana vatanı Rumeli kavağına inmiş buluyorum.Gelişmiş ama o kadar kendini kaybetmediği görmek güzel. Hafif bir kaçış yeri olmuş.İnsanlar buraya denize girmeye geliyor.Plajlar hafta sonu dolu girişler 10 lira ve mayo ve deniz kıyafetiyle dışarı çıkmak yasak.
Elmaskum plajı |
İki plaj var ve hafta sonu olması yüzünden dopdolu.Fotoğraflar her şeyi anlatıyor.Çevrede her bütçeye hitap eden mekan bulabilirsiniz.Bir çok balıkçı teknesi burda demirlemiş.
Bosphorus Plajı |
Asıl hedef Yoros Kalesi olduğundan Anadolu Kavağına geçmek için İskeleye geçtik.Şansımıza teknenin gelmesine saat yakındı. İskelede beklerken bir tekne yaklaştı. en az 10 tane kalkan balığını el arabasına koyup götürdüler.
Kalkan balıkları |
Bu gelen tekne Sarıyer, Rumeli Kavağı ve Anadolu Kavağı arasında belli saatlerde ring yapıyor.Saatleri bilseniz iyi olur.Sarıyerden direk anadolu kavağına geçebilmek mümkün.Akbil geçerli.Ama yok ben Eminönünden gelmek isterim trafiğe giremem diyorsanız.O zaman Uzun boğaz turu vapur seferi yapabilrisiniz.Gidiş dönüş parası vererek belli saatte kalkışını kaçırmamanız lazım.
Rumeli Kavağı |
İstanbulda çıkarılan çoğu midye burdan işlenerek dağıtılıyor. |
10 dk da Rumeli kavağından Anadolu Kavağına tekneyle geçiyorum
Anadolu Kavağı tam bir eski balıkçı kasabası gibi ama her yer lokanta ve cafe olmuş.Hafta sonunun gelmesini bekliyorlar.Asıl amacım Yoros kalesinin En tepedeki manzarasının tadını çıkarmak için yukarı çıkmaya başladım.
Aslen Bizansların yaptığı kale zamanında Cenevizlilerin himayesine geçiyor.
İlk başlarda yol hafif çıkışlı iken yol ayrımında iyi bir kardio sahip olmak gerektiğini anladım.Arkaya her baktığınızda manzara telafi etsede her adımda dikleşen yokuş ve sıcak insanın daha fazla gitme iradesini kırıyor.Umarım çıktığımızda her şey bu spora değer
.
Ya araba yolundan ya da yaya yolundan yukarıya cıkacaksınız.Yaya yolu patika gibi dolanbaçlı nedense işletmenin içinden dolanıyor :D. Yukarı çıktıkça aşağıya inenleri görmek demek ki değer diyorum.Benden daha fit olanlar az kalan yolumda kalenin kapısının kapalı olduğunu söyleyince arkamda ve önümdeki herkesin ilk söylediği şaka yapıyorsun demesi oldu.Gerçekle yüzleşmemiz kısa sürüyor.Gerçekten kapı kapalı.
Kapının ortasındaki delikten görünen manzara.Bizde azcık soluklanıp Karadeniz'in girişine gözümü çeviriyorum.3 Köprünün yarattığı yeşil katliamını aşağıdaki videodan karşılaştırmanız mümkün.Manzara çok güzel olduğunu kanaat getirdim.
Bu canda yorulmuş ama ta kaleye kadar çıkmış.Dili bir karış çıkmış birde beni düşünün.
Sonradan öğreniyorum ki kalede define arayanlar olmuş ve birazda tahrip sonucu oraya bırakılan güvenliğin kendi kafasına göre kapıyı açıp kapadığını onlarca çıkan insanlar için nasıl bir soğuk duş etkisi bende dahi yaptığını anlatamam.Kimsede bir şey demiyor.Ama enfes Yoros kales İstanbul'un en güzel tarihi eserlerinden.En kötüsüde bizim bakmamız için güvenliğin keyfine kalmamız.Eğer doğruysa.Daha acı olan sadece bu olsa 3. köprünün nasıl bir taharibata yol açtığını kendi gözümüzle görmek.Aşağıdaki videoda yeşilin en güzeli katledilmiş.Deniz doldurulmaya başlamış.Bu videoda göreceksiniz.Daha çok görsel için bu linkten bakabilirsiniz.
Aşağı inerken kafede biraz soluklanıp güzel manzarada biraz kednimizi soğutalım dedik.Yemeği daha sonra yeriz diye .Hesabı öderken bir biranın 8 lira olduğu söylendi Hemde 33 cl :( .Aslında mekana para versem gam yemem ama manzara parası ülkemizde ödenmesi gereken bir para.
Biraz dinlendikten sonra yavaş yavaş aşağı inip tekneyi bekliyoruz geri dönüş için.Tekrar başladığımız yere tekneyle Sarıyer geliyoruz.
İstanbul midye dolmaların anavatanı |
Yeni sahil güvenlik binası. |
Sarıyer'in denizden görünümü |
Sarıyer iskele |
Bu kadar çıkış ve iniş sonunda ayaklarım çok ağrıyacak biliyorum.Ama yeşil ve deniz içinde olmak insana tatlı bir yorgunluk veriyor.
Biz daha ki gezi rehberi yazımızda görüşürüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder