Müzedechanga manzarası |
Sabancı müzesinin en manzaralı yerine kurulmuş olan mekan manzara bakımından da doyurucu bir menü ortaya koyuyor.Karşınızda Hidiv Kasrı Anadolu yakası ve Boğazdan geçen gemiler manzaraya dalıp gitmenize neden olacak.Hemen yanı başınızda bar olması sadece yemek için değil güzel bir akşam buluşması için gidebilir kılıyor.Geçelim neler seçtiğimize
Öncelikle menünün Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinin modern hali ile kısa ve öz olması hoşuma gitti.Şarap ve içecek menüsü yemek menüsüne göre yeterli.Özellikle şarap menüsünde yerli ve yabancı birçok marka olması menü-içki uyumunun göz önüne alındığının göstergesi.
İki soğuk ve iki sıcak başlangıç yemeği ile başlandı.Seçtiğimiz yemeklerle uygun olmasından dolayı (ismini hatırlamıyorum) Merlot 2011 yılı rekolteli Şili kırmızı şarabı seçtik.Şili şarabını tercihimiz gene doğru çıkıyor.Bizi hüsrana uğratmıyor.İçimi hoş ve güzeldi.Genel yemeğe uyumu da iyidi.Türk şarapları bence kat etmesi gereken çok yol var.Öncelikli sorunları hemen piyasaya sunulmaları.Eksper değilim ama görüşüm bu yönde.Alıpta içtiklerimden tatmin eden olmadı diyebilirim.
Siparişlerimiz beklerken Changanın kendi yaptığı peynir tam benim sevdiğim türden.Kremamsı yapısıyla ağızda bıraktığı tütsü tadı çok hoş.Zeytinyağı hafif hatta etkisi yok denecek kadar az. Lezetli.
Hardal tohumlu enginar ve fasülye |
Fasulyeli enginar.Enginar son demde olduğu için hafif kılçıklanmıştı.Ekşiliği tam oranında yemekle dengeliydi.Fasulye ve enginar çok pişirilmemiş italyanların aldante kıvamın dişe gelir sunulmuştu.Masadaki herkesin sevdiği gibi.Üstündeki hardal tohumları güzel bir aroma katmıştı.
Fava ve Börülce |
Balzamik sirkeyle dekore edilmiş fava ve börülce ne zamandan beri canımız çektiği için sipariş edildi.Fava pürüzsüz yapısı damaklardan midemize akarken.Börülce için fotoğraftan farkettğiniz gibi birazının kılçıkları gözden kaçmış.Fava ve börülce güzel bir ikili olduğu için kılçıklara pek takılmıyoruz.Bitirince sıcak başlangıçlara geçiyoruz.
Lor peyniri çam fıstığı ve fesleyenle doldurulmuş kabak çiçeği kızartması |
Kabak çiçeğinin içi lor peynir, çam fıstığı ve fesleğen ile doldurulmuş ve kızartılmıştı.Çektirme bir sos yatağında servis edilen bu narin kabak çiçeği yağ çekmemiş kıtır kıtırdı.Enfesti.Ama aynısını sos için söylemiyecem.Arasında tezat bir uçurum vardı.Uyumsuzdu.Ekşili yapışı kabak çiçeğinin içindeki peynirle hiç alakası olmadığı sonucu bütün masada hemfikir olduk.
Ahtapot zeytin ezmesi ve kaparili |
İkram |
İkinci ikram küçük marul yapraklarının üstünde pancar salatası. Minimalist yapı sergileyen salata oturduğunda bir bağ yeşillik yiyen Türk halkı için komik olsada damağımız temizlemek için ana yemeklerden önce ikram edildi.Servis ediliş tarzı pek hoşumuza gitmediğini söylemeliyim.
Ana yemeklere geçelim mi?
Dana bonfile maydonoz saltası eşliğinde |
Dana bonfile mükemmel pişmiş. Dışı iyi mühürlenmiş içi pembe ama çiğ ve kanlı değil. Çizgili yumuşacık ve sulu .Kabak çiçeği kızartmasında çektirme sosou burda sulu yatak olarak kullanılmış.Bu yemekte bütünlük sağlıyor.Maydonoz salatası fazla olduğu için yemeğin bütünlüğünü bozduğunu düşünüyorum.
Ördek confit |
Levrek buğlama pestil ve |
Köfte firik pilavı ve ekşi patlıcan |
Köfte firik pilavi ve ekşi patlıcan; köfteler sulu ve lezzetliydi.Frik pilavı için çok diri diyebilirim.Bu kadar dişe gelmesi gerekmezdi. Patlıcan garnitürün ekşiliği, çok ekşi olduğundan patlıcan tadını dahi alamaz kılmıştı..Bu yemek için köfte dışında sınıfta kaldı diyebiliriz.
lokum |
İçilen Türk kahveleriyle ikram olan lokumun sunumu ayrı bir güzeldi.
Gece mekan havası daha bir güzelleşiyor.Havada ay ve yeşilliklerin içinde boğaz ayrı bir oyun sahneliyor sanki.
Kapalı mekanda mutfak içerdeki barın arkasına konuşlanmış ve tahta ağırlıklı dekorasyon güzeldi.Işıklandırma romantizme uygun çok loş değil.Karşınızdaki insanın mimikleini rahatça görebilirsiniz.Işıklandırma kafi.Ambiyans hoştu.
Sabancı müzesi bahçesi geceleri ayrı bir güzel oluyor.
O günün gecesi dolunay ve boğaz manzarası bir başka.Bu şehri sevmemizin başka nedenlerinden bir tanesi daha karşımızda.
Gelelim notlarımıza bu sefer 10 üzerinden biraz not verelim.Fazla kişinin olmamasından dolayı servisin güzel, ilgili ve güler yüzlü olduğunu söylemeke fayda var.Yoğun sabah kahvaltısında (hafta sonu ) ve öğle yemeklerinde performansın düştüğünü bazı yerlerde okudum.
Ambiyans boğaz, dolunay, yeşillik ve İstanbul silueti olunca on olması gerekirken.Gezi teknelerinden ve uzaklardan gelen angara havaları azcık modunuzu düşürebilir.
Sıcak ve soğuk başlangıçlar 20-40 TL arası, ana yemekleri 30-70 TL arasında.Şarap fiyatları 70-200 arasında. Mekana göre fiyatların makul görünsede yemeklerde bir tık daha üstü beklenti içinde olmamız puanımızı etkiliyor.
Yemekleri arasında eksiklikler var. Menüler yazlık kışlık değişse de sitesini ziyaret ettiğimde eski menüden ufak nüanslarla ayrıldığını görmekteyim.Bu yüzden mutfakta yemekler arasıda garnitür rotasyonlarına gidildiği görülmekte.Bu da uyumsuzlukların ortaya çıkmasına neden oluyor.Yemekler de hep bir küçük hayal kırıklığıyla ayrılmamız gene puanda etkisi oldu.
Yemeklerde müessenin ikramlarını severim hoşuma gider ama Changa'nınki koca tabaktaki 2 marul yaprağı sunumuyla hoşuma gitmedi.
Servis 9/10
Ambiyans 9/10
Fiyat/kalite 7/10
Yemek 7/10
Genel 8/10
Son olarak 4 kişi ortalama kişi başı kadehte içki dahil 100 lira iken şise alırsanız 125 lira
minimum ödemeniz gereken ücret diyerek yazımı burada sonlandırıyorum.
Afiyet olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder